Karma Sergi Dediğin....
Şefik KAHRAMANKAPTAN
Karma sergi düzenlemek, hem dertli, hem zevkli iştir. Düzenleyecinin de, izleyicinin de alacağı zevk, seçilen yola bağlıdır.
Günümüzde değişik bakış açıları ve yöntemlerle karmalar düzenleniyor. Kimi galeri, elinde mevcut ne varsa ayrım yapmadan asıyor. Kimi “cinsiyet ayrımcılığı” yapıp, sadece belirli bir cinse mensup ressamlardan karma düzenliyor! Kimi “konu”dan yola çıkıyor, manzara, ölüdoğa, müzik, dans, kedi gibi konularda yapılmış tabloları biraraya getiriyor.
En zoru, mesleğinde çıtayı yükseltmiş, kendini resim tarihimize olmazsa olmaz biçimde geçirmiş, kendi tarzlarını yaratmış, metrelerce uzaktan baktığınız zaman hemen tanıyabildiğiniz, halk arasındaki tabirle “deve dişi” gibi isimleri biraraya getirmektir. İşte bu karma sergiyle, zorun başarıldığını üçü yitik, 17 ustanın işlerinin biraraya getirildiğini görüyoruz. Yitiklerimiz Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nuri Abaç ve Ziya Ünal.. Kendi doğamızın, Anadolu kültürlerinin, folklorün özgün yansıtıcıları...
Tomur Atagök değişik malzemenin ve Anadolu tanrıçalarının kraliçesi...
Mustafa Ayaz, kadın duruş ve oturuşlarının ressamı, her eve lâzımdır...
Habib Aydoğdu, soyut renkçiliğiyle insanı dünya gerçeklerinden kopartmadan düşündürür.
İbrahim Balaban, çok şey öğrendiği Nazım'ın, koca elli-ayaklı çiftçi-emekçinin ressamı, en profesyonel naif...
Ayten Yetiş Doğu, Boğaziçini, kıyılarımızı betonlardan arındırıp olması gerektiği gibi duyumsatan bir çevreci...
Devrim Erbil, İstanbul'u ve doğayı, tuvalden halıya, seramikten tahtaya işleyen bir usta...
Zafer Gençaydın, soyutun felsefesini yalınlıkla atbaşı tuvale döker...
Ekrem Kahraman, boşluğu nasıl görmek istediğinize yanıt verir yanılsamalarıyla...
Hüsamettin Koçan, Anadolu'nun yüzü-gözüdür...
Hayati Misman, gravürcüler kralı, şimdilerde hem tuval, hem heykel çalışarak kadınlara el sallıyor...
Hasan Pekmezci, insanın özgürlük sorununu tartışır. Sonunda insana yaldızlı 10 verir tuvallerinde...
Mustafa Pilevneli suluboya, akrilik, gravürleriyle denizlerin altını üstüne getirir...
Süleyman Saim Tekcan gelenekselle çağdaşı bir arada at üzerinde koşturur...
Adnan Turani, yılların birikimini birkaç fırça darbesiyle resme dönüştürürken, adeta tuvalden bir keman solo işitirsiniz...
Eh, bundan âlâsı, can sağlığı!
Sergi Açılış
ADNAN TURANİ
Adnan Turani: Renklerin Büyülü Ahengine Davet
Zengin Bir Sanat Deneyimi
Bu sergi, Türk resminin öncü isimlerinden Adnan Turani'nin sanatındaki eşsiz detayları keşfetme şansı sunuyor. İstanbul'da doğan sanatçı, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'ndeki resim eğitimini takiben Avrupa'nın sanat akademilerinde ustalıklı bir eğitim aldı.
Turani'nin eserleri, Hacettepe Üniversitesi'nde gerçekleştirdiği doktorasının ardından şekillendi. Soyut ve geometrik unsurları ustaca bir araya getiren sanatçının eserleri, izleyiciyi renklerin büyülü ahengine davet ediyor.
Adnan Turani'nin eserleri, Türkiye'nin yanı sıra dünya genelindeki önemli müze ve koleksiyonlarda da yer alıyor. Bu sergi, sanatseverlere zengin bir sanat deneyimi sunarak Türk resminin derinliklerine bir yolculuk vaat ediyor.
AYTEN YETİŞ DOĞU
Ayten Yetiş Doğu: Renk ve Anlamın Dansı
Sanatın Büyülü Dünyasına Yolculuk
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi mezunu Ayten Yetiş Doğu, Adnan Çoker ve Özdemir Altan'ın atölyelerinde eğitim aldı. Nurullah Berk atölyesinden 1966'da mezun olan sanatçı, Viyana ve Almanya'da sanat çalışmalarını sürdürdü. Renk, ışık ve gölgeyi vurgulayarak on dokuz kişisel sergiye ve birçok karma sergiye imza attı.
Eleştirmen Kaya Özsezgin, Doğu'nun eserlerini şu şekilde tanımlıyor: "Nesneyi soyut düzlemde kurarak gerçekliği hem görüntüsel hem de kavramsal boyutta kavrayan Ayten Yetiş Doğu, renk ve anlamın dansını resminde ustalıkla yansıtıyor."
Sanatçı, halen İstanbul'daki atölyesinde çalışmalarına devam ediyor, eserleri renk ve derinlikle bezeli sıra dışı bir sanat deneyimi sunmaya devam ediyor.
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
Bedri Rahmi Eyüboğlu: Renklerin Dansı ve Anadolu İzleri
Çağdaş Türk Sanatının Öncü İsimlerinden
1911 yılında Görele'de doğan Bedri Rahmi Eyüboğlu, Türk resim dünyasına büyük katkılarda bulunan bir sanatçıdır. Güzel Sanatlar Akademisi'nde Nazmi Ziya'nın öğrencisi olarak başladığı sanat yolculuğunu, 1932'de Paris'e giderek André Lhote'un atölyesinde sürdürmüştür. D Grubu'na katılmasıyla Türk çağdaş sanatının önemli temsilcilerinden biri olmuştur.
Mozaik çalışmaları ve duvar resimleriyle de dikkat çeken Eyüboğlu, Anadolu halk sanatından esinlenerek özgün bir sanat dilini ortaya koymuştur. 1947'de kurduğu özel atölyesiyle, farklı teknikleri ve Batı sanatının birikimlerini Anadolu'nun zengin kültürüyle birleştirerek çağdaş Türk sanatının öncülerinden biri olmuştur.
DEVRİM ERBİL
Devrim Erbil: Türk Sanatının Renkli Yolcusu
Sanatın Öncü İsmi
1937 yılında Salihli'de doğan Devrim Erbil, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Halil Dikmen ve Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun öğrencisi olarak yetişti. 1959'da Akademi'yi tamamladıktan sonra "Soyutçu 7'ler" grubunu kurarak sanat dünyasında çığır açtı.
Ulusal ve uluslararası alanda birçok ödül kazanan Erbil, İspanya Hükümeti'nin sanat bursu ile İspanya, İtalya, Fransa'da sanat incelemeleri yaptı. "Yılın Genç Ressamı" seçilen sanatçı, Türkiye Çağdaş Ressamlar Derneği Başkanlığı gibi önemli görevlerde bulundu.
Sanat hayatına atölye sorumlusu ve profesör olarak devam eden Erbil, müze müdürlüğü ve üniversitelerdeki liderlik görevleriyle Türk sanat dünyasını şekillendirdi. Eserleri İstanbul, Ankara ve İzmir'deki müzelerin yanı sıra yurtdışındaki özel koleksiyonlarda da yer almaktadır. Devrim Erbil, renklerin büyülü dünyasını Türk sanatına kazandıran bir öncü olarak tanınmaktadır.
EKREM KAHRAMAN
Ekrem Kahraman: Renklerin Şiirsel Dokunuşu
Sanat ve Şiir Ustası
Tarsus'ta 1948 yılında doğan Ekrem Kahraman, İstanbul Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü mezunudur. Öğretmenlik kariyerinin ardından 1989'da sanatçı olarak kendini bulan Kahraman, plastik sanatlar alanında yazılar yazarak Sanat Çevresi, Türkiye'de Sanat, Genç Sanat gibi dergilerde yer aldı.
Şair ressam olarak bilinen Kahraman, dört şiir kitabı, bir seçme şiirler kitabı ve sanat üzerine yazıları içeren bir kitapla edebiyat dünyasına da katkıda bulundu. 80'den fazla kişisel sergi açan sanatçı, ulusal ve uluslararası fuarlarda yer alarak 16 ödül kazandı. İstanbul'da yaşayan Kahraman'ın eserleri, pek çok koleksiyonda ve ulusal/uluslararası sergilerde yer almaktadır.
HABIP AYDOĞDU
Habip Aydoğdu: Sanatın Derinliklerinde Gezinti
Renklerin ve Çizgilerin Ustası
1952 yılında Konya'da doğan Habip Aydoğdu, İstanbul Öğretmen Okulu Resim Semineri ve Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nda sanat eğitimini tamamladı. 1976 yılında Ankara'da açtığı ilk kişisel sergisi olan "Yaşam Kavgası" ile dikkat çekti. Aydoğdu'nun resimleri, 1980'li yılların ortalarında "Sokaklar Çığlık Çığlığa" adıyla İstanbul, İzmir ve Ankara Vakko Sanat Galerisi'nde sergilendi. Gerilimli fırça dokunuşları ve hırçın çizgileri, izleyicinin keşfetmesi için arka planda sırlar oluşturarak dikkat çekti. Resimsel çizgisi figüratif soyuttan soyut dışavurumcu tarafa doğru evrildi. Habip Aydoğdu, tuval resminin ötesine geçerek farklı malzemeleri ve araçları kullanarak performanslar gerçekleştirdi. "Vincent van Gogh’un Peşinde, Modernizmin İzinde" adlı projede yer aldı ve bu projeden edindiği izlenimleri "Yıldızlara Erişmek" adıyla sergiledi. Yurt içinde ve yurt dışında 60'tan fazla kişisel sergi gerçekleştiren Aydoğdu, birçok ödül kazandı ve eserleri çeşitli müze ve koleksiyonlarda yer almaktadır.
HASAN PEKMEZCİ
Hasan Pekmezci: Renklerin Büyülü Hikayecisi
Konya'nın sakin coğrafyasında doğan Hasan Pekmezci, sanat yolculuğuna İvriz Öğretmen Okulu ve İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'nda adım attı. Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nden mezun olduktan sonra, 1978 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü'ne atandı ve Serigrafi Atölyesi'ni kurarak sanatına yeni bir soluk kattı.
Eserlerinde Anadolu'nun mistik atmosferini yansıtan Pekmezci, çocuk resimleri üzerine yaptığı özel çalışmalar ve ulusal çocuk resimleri yarışmalarındaki jüri üyeliği ile tanınırlığını artırdı. Renklerin ve çizgilerin dansını sergilediği eserleri, Türk sanatının önemli koleksiyonlarında ve müzelerinde kendine sağlam bir yer buldu.
Hasan Pekmezci, uluslararası Plastik Sanatlar Derneği, Ankara Çağdaş Sanatlar Vakfı, BRHD ve Sanat Kurumu gibi önemli sanat örgütlerinin üyesi olarak sanatın büyülü dünyasındaki serüvenine devam ediyor.
HAYATİ MİSMAN
Hayati Misman: Sanatın Sınırlarında Gezgin Bir Ruh
Konya'nın topraklarından yeşeren sanatın özü Hayati Misman, 1945 yılında dünyaya geldi. Eğitimine Konya/Akşehir Öğretmen Okulu'nda başlayan Misman, ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nde Resim İş Eğitimi alanında kendini geliştirdi.
1970-1975 yılları arasında Almanya'da Kassel Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Graphic Design alanında uzmanlık eğitimi aldı. Türkiye'ye dönüşünde Gazi Üniversitesi'nde göreve başladı ve sanatta yeterlik ile doçentlik unvanlarını elde etti.
1987 yılında Bilkent Üniversitesi'ne geçiş yapan Misman, Gravür, Serigrafi ve Lithografi atölyelerini kurarak öğrencilere ilham kaynağı oldu. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi'nde profesörlük unvanını kazanarak, sanat yolculuğuna daha da derinleşerek devam etti.
Hayati Misman, günümüzde Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta ve sanatın sınırlarını zorlamaya devam etmektedir.
HÜSAMETTİN KOÇAN
Hüsamettin Koçan: Sanat ve Eğitimde Önder Bir İsim
1946 yılında Bayburt'ta doğan Hüsamettin Koçan, sanat dünyasında etkileyici bir kariyere sahip bir isimdir. 1970 yılında Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu, Resim Bölümü'nden mezun olduktan sonra, Avusturya'da aldığı eğitimle uluslararası alanda kendisine sağlam bir yer edindi. Bu süreçte 1978 Avusturya-Salzburg Şehir Onur Ödülü'nü kazanarak başarısını taçlandırdı.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde akademik kariyerine başlamış ve 1983 yılında Sanatta Yeterlik derecesini elde etmiştir. Ulusal ve uluslararası alanda birçok ödüle layık görülen sanatçı, 1986’da Dakka’da düzenlenen Asya Sanat Bienali’nde, Resim Büyük Ödülü'nü kazandı. Eğitimdeki liderliği ve sanat dünyasındaki etkileyici kariyeriyle bilinen Hüsamettin Koçan, 2009 yılından bu yana Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı olarak sanat ve eğitimde öncü bir rol üstlenmektedir.
İBRAHİM BALABAN
İbrahim Balaban: Sanatın Hikayesi
1921'de Bursa'da doğan İbrahim Balaban, köy okulu mezunu olmasına rağmen sanat yolunda yürümeye karar verdi. 1953'te İstanbul'da açtığı ilk sergisiyle dikkat çeken Balaban, Anadolu yaşamından ve halk kültüründen ilham alarak toplumsal gerçekçi eserler üretti. Resimleriyle Anadolu'nun destanlarını, halk inançlarını ve mitolojisini işleyen sanatçı, uzun kariyerinde 30'dan fazla kişisel sergi açtı. 2000'den fazla tablo ve birkaç katı kadar desen üreten Balaban, 12 kitap yayımladı ve "Mülteci" filminde "Bülbül Hoca" rolüyle sinemaseverlerle buluştu. İbrahim Balaban, yaşamının her anında sanatıyla iz bırakmış bir isimdir.
MUSTAFA AYAZ
Mustafa Ayaz: Türk Sanatının İz Bırakan Figürü
Mustafa Ayaz, 1938'de Trabzon'un Çaykara kazasında doğdu. Zorlu çocukluk yıllarının ardından, resimle tanışarak sanat yolculuğuna başladı. Erzurum Pulur Köy Enstitüsü ve Çapa İlköğretmen Okulu'nun Resim Semineri'nde aldığı eğitimle sanat yeteneğini geliştirdi.
Gazi Eğitim Enstitüsü ve Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde akademik kariyerine devam eden Ayaz, 1987'de profesörlük unvanını aldı. Yurtiçi ve yurtdışında pek çok sergiye katılan sanatçı, 19 ödül kazandı ve eserleri yabancı ve yerli koleksiyonlarda geniş bir izleyici kitlesiyle buluştu.
Mustafa Ayaz'ın ismini taşıyan müze, 2009'da sanatseverlerle buluştu. Eserleri kadar mütevazı kişiliği ve sanata olan katkılarıyla tanınan Ayaz, Türk sanatının önde gelen figürlerinden biridir.
MUSTAFA PİLEVNELİ
Mustafa Pilevneli: Türk Sanatının Çok Yönlü Ustası
1940 yılında İstanbul'da doğan Mustafa Pilevneli, Türk sanatının önde gelen isimlerinden biridir. Eğitimine Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Dekoratif Resim Bölümü'nde başlayan sanatçı, 1961'de mezun olduktan sonra aynı okulda asistanlık görevine başlamıştır.
Pilevneli'nin sanat kariyeri, Federal Almanya Sanat Bursu'nun kazanılması ve Stuttgart kenti sanatçıları teşvik yarışmasında ikincilik ödülü almasıyla uluslararası bir boyuta taşınmıştır. 1969'da İstanbul ve Ankara'da kişisel sergiler açan sanatçı, bu dönemde resim ve duvar resmi ödüllerini de kazanarak adından söz ettirmiştir.
Uluslararası alanda da başarılı bir kariyere sahip olan Pilevneli, Amerika'dan Avrupa'ya uzanan sergilerle eserlerini tanıtmıştır. Aynı zamanda çeşitli ödüllerin sahibi olan sanatçı, Cumhuriyet'in 50. yılı Kültür Bakanlığı Resim Ödülü ve Mısır-İskenderiye Gravür 2. Büyük Ödülü gibi prestijli ödülleri kazanmıştır.
Sanat hayatı boyunca farklı tekniklerde eserler üreten Pilevneli, uluslararası arenada da adından sıkça söz ettirmiştir.
NURİ ABAÇ
Nuri Abaç (1926-2008): Geleneksel Motiflerle Dokunan Bir Sanatçı
İstanbul'un sanat kokan topraklarına doğan Nuri Abaç, eşsiz bir sanat yolculuğuna çıkarak Güzel Sanatlar Akademisi'nin Resim Bölümü'nde yeteneklerini geliştirdi. Leopold Levy Atölyesi'nde geçirdiği bir yılın ardından Mimarlık Bölümü'ne yönelen Abaç, 1950'de bu alandaki eğitimini tamamladı. Sanatçı, bu dönemde Mersin'de açtığı ilk kişisel sergiyle sanatseverlerle buluştu. 1960 yılında Ankara'ya taşınarak burada sanatını icra etmeye devam etti.
BRHD'nin kuruluşunda yer alarak sanatın evrensel dilinde iz bırakan Abaç, elli üzerinde kişisel sergi düzenledi ve yüz yirmiyi aşkın karma sergiye katıldı. Aldığı ödüllerle sanat dünyasının zirvesine tırmanan sanatçıya, 1988'de "Ellinci Sanat Yılı" ödülü layık görüldü. 1990 yılından itibaren yarışmalardan uzaklaşan ve öğretim görevlisi olarak bir süre görev yapan Abaç, eserlerinde yerel ve geleneksel motifleri kullanarak fantastik bir dünya inşa etme çabalarını sürdürdü.
Nuri Abaç, 2 Mart 2008'de geçirdiği bir rahatsızlık sonucu aramızdan ayrılsa da, onun eserleri ve sanatındaki derin izler, adeta geleneksel motiflerin büyülü dansını sanatseverlere sunmaya devam etmektedir.
SÜLEYMAN SAİM TEKCAN
SÜLEYMAN SAİM TEKCAN: Eğitim ve Sanatın Ustası
1940 yılında Trabzon'da doğan Süleyman Saim Tekcan, Gazi Eğitim Enstitüsü ve Mimar Sinan Üniversitesi'nde aldığı eğitimle sanat ve öğretim alanında öne çıkan bir isimdir. 1968-1975 yılları arasında İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü'nde öğretim üyeliği yapmış, Almanya'da özgün baskı ve eğitimi konusundaki çalışmalarıyla bilinir hale gelmiştir.
1975 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim üyeliğine başlayan Tekcan, Grafik Ana Sanat Dalı Başkanlığı ve dekanlık görevlerini üstlenmiştir. Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin kurucu dekanlığı ve İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi'nin kurucu başkanlığı gibi önemli pozisyonlarda yer almıştır.
Ulusal ve uluslararası alanda çok sayıda sergi düzenleyen ve dokuz ödül kazanan Tekcan, öğrencilere özgün baskı tekniklerini öğreten atölyeler kurmuştur. Eğitim ve sanat alanındaki liderliğiyle tanınan sanatçı, Türkiye'nin önde gelen grafik sanatçılarından biridir.
TOMUR ATAGÖK
TOMUR ATAGÖK: Sanat ve Müzecilikte Zirveye Ulaşan Bir Kariyer
İstanbul doğumlu sanatçı Tomur Atagök, Robert Kolej mezuniyetinin ardından Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) eğitim aldı ve 1973'te Türkiye'ye döndü. MSGSÜ Müzesi'nde Müdür Yardımcılığı görevini üstlenirken, Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Kültür Basın ve Dış İlişkiler Başkanlığı ve Güzel Sanatlar Bölümü Öğretim Üyeliği yaptı. 1989 yılında Türkiye'de ilk Müzecilik Yüksek Lisans Programı'nı kurarak, emekliliğine kadar bu programı başarıyla yönetti.
Sanatçı olarak Tomur Atagök, ABD, Hollanda, Balkanlar ve Türkiye'de 40'tan fazla kişisel sergi düzenledi ve birçok karma sergiye katıldı. Kariyeri boyunca Society of Illustrators, Mixed Media Award, Ankara Sanat Derneği Yılın En Başarılı Sanatçısı Ödülü gibi pek çok ödül kazandı. Eserleri, TBMM İstanbul Modern, Elgiz Müzesi, Merkez Bankası gibi prestijli koleksiyonlarda yer alıyor.
Aynı zamanda sanat ve müzecilik alanında yazılar yazan Atagök, TBMM, İstanbul Modern, Elgiz Müzesi, Merkez Bankası, Anadolu Üniversitesi Sanat Müzesi gibi kurumların koleksiyonlarında eserleri bulunmaktadır. Tomur Atagök, Türkiye'de sanat ve müzecilik dünyasında zirveye ulaşan kariyeri ile tanınan bir isimdir.
ZAFER GENÇAYDIN
Zafer Gençaydın: Renklerin Dansı
Zafer Gençaydın, 1941 yılında başladığı sanat yolculuğunu renklerin büyülü dünyasında sürdüren bir sanatçıdır. Gazi Eğitim Enstitüsü'nden mezun olduktan sonra Berlin Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nda serbest resim öğrenimi gören Gençaydın, bu deneyimlerini Türkiye'ye taşıyarak Hacettepe Üniversitesi'nde öğretim üyeliği ve dekanlık gibi önemli görevlerde bulundu.
Sanatının merkezinde renklerin dansı yer alır. Gençaydın, tuvalinde renkleri özenle seçip bir araya getirerek izleyiciye görsel bir şölen sunar. Bu renk cümbüşü, eserlerine duygusal bir derinlik ve enerji katar. Sanatçının yapıtları, soyut ve sembolik bir dil kullanarak izleyiciye estetik bir deneyim yaşatır.
Gençaydın'ın eserleri, ulusal ve uluslararası platformlarda birçok ödül kazanmıştır. Sanatçının, resimlerindeki renk zenginliği ve kompozisyon ustalığı, onu Türk sanatının önde gelen isimlerinden biri yapmıştır.
Zafer Gençaydın, bugün de Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim üyeliği görevini sürdürmekte ve sanatseverlerle renklerin büyülü dünyasında buluşmaya devam etmektedir.
ZİYA ÜNAL
ZİYA ÜNAL (1919-1998): Renkleriyle İz Bırakan Bir Sanatçı
Ziya Ünal, 1919'da İnegöl'de doğdu. Gazi Eğitim Enstitüsü mezunu olan sanatçı, resim, grafik ve fotoğraf sanatlarına olan ilgisiyle dikkat çekti. Almanya'da aldığı eğitimle fotoğraf sanatındaki yeteneğini geliştiren Ünal, Türkiye'ye döndüğünde öğretmenlik ve sanat kariyerine başladı.
Gazi Eğitim Enstitüsü'nde görev alarak öğrencilere resim, grafik, modelaj ve fotoğrafçılık dersleri verdi. Ayrıca Ankara Üniversitesi'nde fotoğraf atölyesi kurdu ve öğretim üyeliği yaptı. Renkli yağlıboya tabloları ve figüratif soyut eserleriyle tanınan Ünal, sanatının yanı sıra öğrencilere de ilham kaynağı oldu.
Ziya Ünal, 20 Mart 1998'de aramızdan ayrıldı, ancak eserleri, sanatseverlerin hala izinden gidebildiği ve renklerle örülü bir yaşamın yansımalarını görebildiği bir miras bıraktı.