İBRAHİM BALABAN

1921 yılında Bursa’nın Seçköyü’nde doğdu. Köyün üç sınıflı okulundan mezun oldu.

Varlıklı ailesi okuma isteğini görmezden geldi ve avunması için onu on beş yaşına kadar serbest bıraktı. Bu özgürlük yıllarında her gün resimler çizer, günceler tutardı. Ressamlığı ve yazarlığı o yıllarda gelişti ve kök saldı.

Balaban, “Konu bir özdür, her öz kendi kabuğunu, yani sanatsal biçimini oluşturur” kuramını ortaya koyduktan sonra yaptıklarını sanat olarak değerlendirmeye başladı ve ilk sergisini 1953’te İstanbul’da, Fransız Kültür Merkezi’nde açtı.

Sonraki yıllarda hem Türkiye’de, hem de yurtdışında pek çok sergi açtı. 1961’de Yeni Dal Grubu Sergisi’ndeki bir tablosu yüzünden yargılandı, ancak aklandı. Yine 1968’de Gazi Dergisi’nde basılan bir tablosundan nedeniyle yargılandı; ondan da aklandı. 1969’da Adana’da sergilediği resimleri saldırıya uğradı.

Resim eleştirmenleri kendisini “Anadolu insanının yaşamından ve halk efsanelerinden yola çıkarak toplumsal gerçekçi yapıtlar üreten ressam” olarak tanımlarlar.

Balaban, sanat hayatını Dağınık, Nakışsı, Ağır Aksak, Oyuncaksı, Tutsak, Özgürlük gibi dönemlere ayırır. Önceleri köy yaşamının yoksulluğunu, köylü üretim araçlarını resmeden sanatçı, giderek destanlara, halk inançlarına, halk kahramanlarına, söylencelere, mitolojiye uzanır ve kente göçü, kentteki yaşam ve demokrasi mücadelesini ele alır. Son dönemde Anadolu Erenleri ve Bereket Anaları’nı resimler.

Sergi Açılış

ARETE SANAT BİRİNCİ YAŞINI ve

BALABAN’ın 90. YAŞINI KUTLUYOR!

İBRAHİM BALABAN SERGİSİ

05 – 29 Mart 2011

2010-2011 sanat sezonunu Adnan Turani Sergisi ile başlatan, Hayati Misman, Ekrem Kahraman, Hüsamettin Koçan ve Süleyman Saim Tekcan Sergileri ile yoluna devam eden Arete Sanat Galerisi’nde bu ay yine bir büyük usta yer alıyor, İbrahim Balaban...

1921 yılında Bursa’nın Seçköy’ünde nakışların içinde doğdu İbrahim Balaban. Bursa mapushanesinde Nazım Hikmet’i tanıdı, onunla birlikte geçirdiği dönemde resim, sanat tarihi, felsefe, sosyoloji ve ekonomi politik konularında edindiği bilgilerle kendisini geliştirdi. Bahar, Mapushane Kapısı, Harman adlı üç tablosuna şiirler yazdı Nazım.

Sanat yaşantının izdüşümüdür. Konu bir özdür, her öz kendi kabuğunu yapar. Ben insanı santimetrik ölçülerle değil, diyalektik yöntemlerle resmediyorum. İnsan-doğa ilişkisinde üretim araçlarının insana bir kimlik kazandırdığını ve bu nedenle benim resimlerimi de biçimlendirdiğini söyleyebilirim. Ben boyaları açık, koyu leke endişesiyle değil, figürlerin özünde çakmaklanan ışığı yakmak için kullanıyorum. Ata göre insan değil, insana göre at çiziyorum” diyen Balaban’ın Başkent’teki bu sergisi gerçekten görülmeye değer.

05 Mart saat 18.00’de açılacak ve 29 Mart’a kadar devam edecek olan İbrahim Balaban Sergisi’nde; sanatçının 47 yağlıboya tablosu yer alacak. Arete Sanat, serginin dijital katalogu yanısıra bu sergi için özel olarak “Balaban” imzalı bir de kitap hazırladı.

Sanatçıyla sanatsever arasındaki bağı güçlendirmeyi ilke edinen Arete Sanat Galerisi; kaliteyi en üst noktada tutan duruşu, sanata ve sanatçıya değer veren yaklaşımı, yüksek hedefleri ve sunduğu farklı hizmetlerle Ankara sanat yaşamında kısa sürede edindiği saygın yeri özenle koruyor.

Ülkemizin en önemli sanatçıları ile sanatseverleri buluşturmayı sürdüren Arete Sanat’ın bir sonraki sergisi Zafer Gençaydın’ın eserlerinden oluşuyor.